Haziran 20, 2011

mutlu ve huzurlu yaşamak nasılmı?


Ufak şeyleri dert etmeyin.Kusursuz olamayacağınızı kabullenin.
Rahat ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın.
Olumlu ve olumsuz düşünce kartopunun çığ gibi büyüme etkisini göz önüne alın.
Sevgi kapasitenizi geliştirin.
Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.
Birisine bir iyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin.
Bırakın ilgiyi başkaları toplasın.
İçinde bulunduğunuz ânı yaşamayı öğrenin.
Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.
Sabır geliştirme egzersizleri yapın.
Sevgi elini önce siz uzatın.
Kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?
Gerçeği kabul edin: Hayat âdil değildir.
Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.
Strese dayanma gücünüzü azaltın.
Haftada bir kez yürekten gelen bir mektup yazın.
Şunu sıkça tekrar edin: Hayat ‘acil bir durum’ değildir.
Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünmek için harcayın.
Her gün kendinize biraz sessiz zaman ayırın.
Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.
Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.
Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.
Daha iyi bir dinleyici olun.
Eleştirme isteğinizi bastırın.
Unutmayın: İnsanı edindiği huylar oluşturur.
Bilmemenin verdiği rahatlığı duyun.
İpin ucunu biraz bırakın.
Bir bitki yetiştirin.
Yoga (ya da jimnastiğe) başlayın.
Erken kalkmaya alışın.
En inatla savunduğunuz beş iddianızı sıralayın ve bu konularda yumuşamaya çalışın.
Konuşmadan önce derin bir soluk alın.
Suçluluğu değil masumiyeti görmeye çalışın.
Kendi görüşlerinizden tamamen farklı makale ve kitaplar okuyun ve bir şeyler öğrenmeye çalışın.
Zihninizi sessizleştirin.
Birisi size topu atarsa, bunu tutmak zorunda değilsiniz.
Öfkeniz kabarmaya başladığı zaman ona kadar sayın.
Bugününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir.
İç dünyanız için zaman ayırın.
Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın.
Hayatı olduğu gibi kabul edin.
Yüreğinizin sezgisine güvenin.
Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun.
Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.
Ruh durumunuzu dikkate alın: Moralinizin bozuk olduğu zamanlar sizi yanıltmasın.
Hayat bir sınavdır. Altı üstü bir sınav.
Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın. Övgü ve yergi aynı şeydir.
Rasgele iyilikler yapın.
Bir davranışın ardındakini görmeye çalışın.
Gönlü bol olmayı haklı olmaya yeğleyin.
Bugün üç kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyin.
Herkesin farklı olabileceği gerçeğini anlayın ve saygı gösterin.
Kendinize bir kamusal yardım konusu seçin.
Sınırlarınızı öne sürmeyin, yoksa sınırlı olursunuz.
Başkalarının fikirlerinde biraz olsun doğruluk payı arayın.
Bardağın (ve başka her şeyin de) kırılmış olduğunu varsayın: Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır.
Bu ifadeyi iyi anlayın: Nereye giderseniz siz oradasınız.
Kendinizi iyi hissettiğiniz zaman şükredin, kötü hissettiğiniz zaman ılımlı olun.
Bir vakıf yoluyla bir çocuğa yardım edin
Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın.
Fırtınanın Gözünde (karmaşanın ortasındaki sükûnet noktasında) bulunmaya çalışın.
Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün.
Dostlarınızdan ve ailenizden bir şeyler öğrenmeye açık olun.
Bulunduğunuz konumdan mutlu olmaya bakın.
Hizmet vermeyi yaşamınızın değişmez bir parçası haline getirin.
Başkalarını suçlamayı bırakın.
Yardım etmeye çalışırken önceliğinizi küçük şeylere verin.
Unutmayın: Bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak.
Sorunlarınıza olan bakışınızı değiştirin.
Bir tartışmaya girecek olursanız, kendi görüşünüzü savunmadan önce karşı tarafın savını anlamaya çalışın.
"Anlamlı başarı"nın tanımını bir kez daha yapın.
Duygularınıza kulak verin; size bir şey söylemeye çalışıyorlar.
Yaşamınızı sevgiyle doldurun.
Kendi düşüncelerinizin gücünü bilin.
"Daha fazlası daha iyidir" diye düşünmekten vazgeçin

Hiç yorum yok: