Haziran 20, 2011

irmik helvası

Irmik_helvas
Bu arada ben bugün için komşularıma yaptığım irmik helvasının tarifini ekliyorum.
Malzemeler:
  • 1,5 su bardağı şeker    
  • 2 su bardağı irmik    
  • 3,5 su bardağı su
  • 125g. margarin veya tereyağı
  • 50g. çamfıstığı, fıstık içi, hidistancevizi  yada ceviz       
  • 2 paket vanilya    
  • 2 çorba kaşığı sıvı yağ (eğer ceviz yada hindistan cevizi ile servis yapacaksanız gerekmez)   
Yapılışı: (7-8 kişilik)
  1. Tencereye yağı alıp eritelim. İrmikleri ekleyelim. Ağır ateşte ve sürekli karıştırarak irmikleri, hafifçe esmerleşip meyanesi gelene dek kavuralım.
  2. Ateşi kapatıp kaynar haldeki suyu ekleyelim. Tencerenin kapağını kapatıp 10dak.
  3. İrmiklerin suyu çekmesini sağlayalım. Sonra şekeri ve vanilyaları ekleyip bir kez karıştırarak 5dak. demlendirelim.
  4. Bir tavada sıvı yağı kızdırıp çamfıstıklarını yada fıstık içi ekleyerek pembeleşene dek kavuralım. ( bu aşama sadece içine antepfıstığı yada fıstık içi ilave etmek isteyenler için )
  5. Fıstıkları helvaya ilave edip karıştırarak servis yapalım.

kalbura bastı


  Tarif Emine Beder'e ait.
Kalburabast1
Malzemeler:
  • 1 çay bardağı erimiş margarin
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 çay bardağı maden suyu
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3,5 su bardağı un
  • 100g. ceviz içi
Şerbeti:
  • 3 Su bardağı su
  • 2,5 Su bardağı şeker
  • yarım tatlı kaşığı limon suyu
 Yapılışı;
  1. Hamuru yoğuracağımız kaba eritip ılıttığımız margarini, sıvı yağı, maden suyunu, kabartma tozunu ekleyip çırpma teli ile karıştıralım.
  2. Unu ekleyip özlü bir hamur yoğuralım.
  3. Hamurdan ceviz iriliğinde parçalar koparıp yuvarlak hale getirelim.
  4. Hamurları, rendenin iri tarafı üzerine bastırarak hafifçe yayvanlaştıralım.
  5. Orta kısımlarına iri dövülmüş cevizi koyup hamuru, iki kenarını üste doğru çevirip kapatalım ve hafifçe margarinle yağlanmış tepsiye dizerek 190° ısılı fırında altları ve üstleri pembeleşene dek pişirelim.
  6. Fırından alır almaz önceden hazırlayıp soğuttuğumuz şerbeti üzerine dökelim.
  7. Şerbeti için, şekeri, suyu, limon suyunu 5dak. kaynatıp ateşten alarak iyice soğutalım.
 Afiyet Olsun.

namazın önemi

Namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [İ.Ahmed]
(Allah buyuruyor ki, "söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım") [Hakim]
(Her peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.) [Gunye]
 
Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hanbelide namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Malikide büyük günah işlediği için ceza olarak katli gerektiği fıkıh kitaplarında yazılıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]
(Namaz kılan, Kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.) [Taberani]
(Namaz kılmayan, Kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.) [Bezzar]
(Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym]
 
Namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir. Kur'an-ı kerimde, (İman ve ibadet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır. Namaz kılmamak, iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylıkla uymaktır.) [C.1.m.191, 289]
 

çiçeklerin manaları

  • AÇELYA: Nefse hakimiyet.
  • AÇELYA (Hint): "Gerçek şu ki, herşey bitti!"
  • ADAÇAYI: Eşler arasında "Biz iyi bir aileyiz" mesajıdır.
  • AKASYA:(Pembe veya Kırmızı) Güzellik, zerafet ve incelik; "Seni beğeniyorum."
  • AKASYA: (Beyaz) Dostluk; "Bizimki temiz bir sevgi, belki biraz arkadaşça..."
  • AKASYA (Sarı): Platonik aşk, isimsiz aşık...
  • ANANAS: "Sen kusursuz birisin!"
  • ARDIÇ: "Seni koruyacağım!"
  • AYÇİÇEĞİ:(Çiçek Olarak) "Sana tapıyorum!"
  • BADEM: "Aşkımızın sürmesini ümit ediyorum."
  • BİBERİYE: Anma
  • ÇAN ÇİÇEĞİ: "Aşkımıza sadakatle bağlıyım!"
  • ÇİNGÜLÜ: "Zarif ve çok güzelsin!"
  • ÇUHA ÇİÇEĞİ: "Çok güzelsin."
  • DEFNE: Terfi eden kişilere gönderilir; "şan, ün, görkem" anlamı taşır.
  • EĞRELTİOTU: Samimiyet.
  • ELMA: "İtiraf etmem gerekirse, seni görünce şeytana uyasım geliyor; ya senin?"
  • ERİK: "Sözüme sadık kalacağım."
  • FESLEĞEN: İyi dilekte bulunmak için.
  • FINDIK: "Barışmak istiyorum!"
  • FULYA: "Sevgilim, geri dön!"
  • GARDENYA: "Beni unutma; gerçek aşkımsın..."
  • GELİN EL ÇİÇEĞİ: "Mutlu olabiliriz."
  • GÜL: Sevgiyi ifade eder.
  • GÜL (Pembe): "Arkadaşımsın."
  • GÜL (Kırmızı): "Seni seviyorum; ihtirasla bağlıyım sana!"
  • GÜL: (Kırmızı ve Beyaz) Birliktelik isteği.
  • GÜL GONCASI:(Kırmızı) "Genç ve güzelsin."
  • HANIMELİ: "Sana olan bağlılığım sonsuza kadar sürecek."
  • HERCAİ MENEKŞE: "Beynimi işgal ediyorsun; ama ben bu durumdan şikayetçi değilim..."
  • IHLAMUR: Evli çiftler için "Seni seviyorum" anlamı taşır.
  • İSPANYOL YASEMİNİ : "Bence, sen çok seksi ve şehvetlisin!"
  • KAKTÜS: İçtenlik; "Aşkımız için zorluklara katlanmalıyız!"
  • KAMELYA: "Kusursuz bir aşıksın!"
  • KARANFİL: Kişinin kendine olan öz saygısını ve güzelliği ifade eder.
  • KARAÇALI: "Dostluğumuz uzun ömürlü olsun!"
  • KARANFİL: (Koyu Kırmızı) "Kalbimi kırdın!"
  • KARANFİL: (Pembe) "Seni unutmayacağım..."
  • KARANFİL: (Kırçıllı) "Üzgünüm, ama bitmek zorunda..."
  • KARANFİL: (Sarı) "Beni hayal kırıklığına uğrattın!"
  • KREZENTEM: (Beyaz) "Bana gerçeği söyle!"
  • LALE: Aşkı ifade eder.
  • LALE (Kırmızı): "Aşkımı itiraf etmek istiyorum!"
  • LALE (Alacalı): "Gözlerin çok güzel."
  • LALE (Sarı): Umutsuz aşkı ifade eder.
  • LEYLAK (Mor): "Sana ilk görüşte aşık oldum!"
  • LEYLAK: (Beyaz) "Hoş ve namuslu birisin."
  • MENEKŞE: Alçakgönüllüğü ifade eder.
  • MENEKŞE: (Mavi) "Sana sadık kalacağım."
  • MENEKŞE: (Mor) "Düşüncelerimi zaptettin!"
  • MELEKOTU: "İlham kaynağımsın."
  • MERSİNAĞACI: "Çok mutluyum, çünkü seni seviyorum!"
  • MİMOZA: "Fazla alıngansın!"
  • NANE: "Sana karşı içimde sıcak hisler besliyorum."
  • NERGİS: "Saygılarımla..."
  • ORKİDE: "Aşkım, sen çok güzelsin, sen çok özelsin!"
  • ÖKSEKOTU: "Sorunların üstesinden geleceğim."
  • PAPATYA: Temiz bir kalbin simgesi.
  • PAPATYA (Bahçe): "Fikirlerini paylaşıyorum."
  • PELESENK: Sabırsızlık; "Aşkım, daha fazla bekletme!"
  • PETUNYA: "Umudunu yitirme!"
  • PORTAKAL: Karşılıklı aşk; "Ben de seni seviyorum."
  • REZENE: Övgüye değer.
  • SARDUNYA: "İçin rahat olsun, her zaman yanındayım!"
  • SARMAŞIK: "Aşkıma sadığım!"
  • SEDİR YAPRAĞI: "Senin için yaşıyorum."
  • SÜSEN ÇİÇEĞİ: "Sana bir haberim var!"
  • SÜSEN ÇİÇEĞİ: (Sarı) İhtiraslı bir aşk.
  • ŞEFTALİ: "Seninim!"
  • YASEMİN: "Güzel ve çekicisin."
  • YENİBAHAR: "Acını paylaşıyorum."
  • ZAMBAK (Sarı): "Seni neşeli ve nazik (çekici) buluyorum!"
  • ZEYTİN: "Barışalım!"

içsel zeka nasıl olur?


Bildiğimiz kadarıyla kendi varlığının, düşüncelerinin ve eylemlerinin farkında olan tek yaratık insanoğludur. Bu, kendimizden uzaklaşıp kendi içimizdeki yansımamızdan bir şeyler öğrenebilme yeteneğidir.
Kendi yaşantınız için şu süreçlerin ne kadar farkında olduğunuzu anlamaya çalışın: yalnızken iş dışındaki ne tür düşüncelerden gerçekten hoşlanıyorsunuz? Kendi kendinizi yenilemek için neler yaparsınız? Stresli, kızgın ya da endişeliyken ruh halinizi değiştirmek için ne tür şeyler yaparsınız? Son yıllarda kendinizle ilgili düşüncelerinizi değiştiren ne tür yeni şeyler keşfettiniz? "Gerçekte ben kimim?" sorusunu yanıtlamanız gerekseydi ve dış görünüşler, sahip olduğunuz yetenekler, diğer insanlarla ilişkileriniz ya da işiniz hakkında konuşamasaydınız neler söylerdiniz? İlham almak istediğinizde ya da yaratıcılığınızı ateşlemeniz gerektiğinde neler yaparsınız? Kendinizi ve hedeflerinizi nasıl değerlendirirsiniz? Şu anda ve/veya yakın geçmişte kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz/yaptınız?
İçsel zekanın ilgi alanı kendi kendinin farkında olma, kendini anlayabilme ve iç dünyasıyla ilişki kurabilme üzerinedir.
Kendi içsel zekanızı daha iyi keşfetmek için aşağıdaki alıştırmaları yapın:
•Gün içinde kızgınlık, endişe, can sıkıntısı, sabırsızlık veya düşmanlık gibi duygular hissetmenize neden olan herhangi bir şey olduğunda, durup sakin olmaya çalışın ve bu duygulara sahip olan kendinizi dışarıdan gözlediğinizi varsayın. Onları değiştirmeye çalışmayın, analiz edin ve değerlendirin. Sadece izleyin! Bu duyguların nasıl geliştiğini izleyin!
•Günlük yaşantınız içindeki farklı durumlarda kullandığınız değişik türlerdeki düşünme modellerinin listesini çıkarın: örneğin sorun çözmeye dönük düşünme, yaratıcı düşünme, "enine boyuna düşünme", hayal kurarak düşünme ve benzeri gibi. Bir düşünme modelini listenize her kaydedişinizde bu modelle ilişkili olan durumu ya da olayı da yazın. Günün sonunda kaydettiğiniz her bir düşünme modelini değerlendirin ve bunları geliştirebileceğiniz ya da kuvvetlendirebileceğiniz yollar olup olmadığını araştırın. Bu alıştırmayı birkaç hafta sürdürün ve düşünme modelinizde (ve düşünme modeliniz hakkındaki düşüncelerinizde) ne tür değişiklikler olduğuna bakın.
•Kağıtlarınızı düzenlemek, masanızın üzerini toparlamak, süpermarkette kasa kuyruğunda beklemek gibi dikkat gerektirmeyen ya da sıkıcı bir aktiviteyle uğraşırken dikkatinizi verme pratikleri yapın. Çevrenizde ve kendinizde oluşan her şeyin farkında olmaya çalışın. Düşündüğünüz şeye dikkatinizi verin. Fiziksel hareketlerinize dikkatinizi verin. Hislerinizi ve duygularınızı izleyin. Seslerin, kokuların, gördüklerinizin, tatların ve dokuların farkına varın. Kendinizi "otomatik pilota almayı" kabul etmeyin. Bunu bir farkında olma oyununa çevirin!
•Gün içinde kendinizi bir yığın işin, gürültünün, yoğunluğun ve kaosun içinde bulduğunuzda bir an durup birkaç derin nefes alın ve "kendinize gelmeye" çalışın. Dikkatinizi bir süre nefes alıp verişinizde yoğunlaştırın. Mümkün olduğunca kendinizi her şeyden soyutlayıp dikkatinizin tümünü nefes alıp verişinizin ritmine bırakın. Bu süreç boyunca çevrenizdeki akım içinde bir denge, sakinlik ve orta nokta bulup bulamayacağınıza bakın.
•Bir toplantıda otururken, iş arkadaşınızla sohbet ederken ya da mesleğinizle ilgili bir şey okurken bu konudaki düşüncelerinizi daha yüksek düzeylere çıkarmaya çalışın. İlkönce kendinize söyleşide, toplantıda ya da okuduğunuz şeyde hedeflenen konuların neler olduğunu sorun. Daha sonra durumun çeşitli süreçlerini ve yönlerini (hedeflenen konuların dışında kalan şeyler) analiz edin; örneğin insanlar nasıl ilişki kuruyor?, ne tür iletişim stratejileri kullanıyorlar?, neler durumun "kuralları" gibi gözüküyor? vb. Son olarak bu durumdan neler öğrendiğinizi ve bunu kendi yaşantınıza nasıl uygulayabileceğinizi kendi kendinize sorun.

mutlu ve huzurlu yaşamak nasılmı?


Ufak şeyleri dert etmeyin.Kusursuz olamayacağınızı kabullenin.
Rahat ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın.
Olumlu ve olumsuz düşünce kartopunun çığ gibi büyüme etkisini göz önüne alın.
Sevgi kapasitenizi geliştirin.
Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.
Birisine bir iyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin.
Bırakın ilgiyi başkaları toplasın.
İçinde bulunduğunuz ânı yaşamayı öğrenin.
Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.
Sabır geliştirme egzersizleri yapın.
Sevgi elini önce siz uzatın.
Kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?
Gerçeği kabul edin: Hayat âdil değildir.
Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.
Strese dayanma gücünüzü azaltın.
Haftada bir kez yürekten gelen bir mektup yazın.
Şunu sıkça tekrar edin: Hayat ‘acil bir durum’ değildir.
Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünmek için harcayın.
Her gün kendinize biraz sessiz zaman ayırın.
Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.
Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.
Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.
Daha iyi bir dinleyici olun.
Eleştirme isteğinizi bastırın.
Unutmayın: İnsanı edindiği huylar oluşturur.
Bilmemenin verdiği rahatlığı duyun.
İpin ucunu biraz bırakın.
Bir bitki yetiştirin.
Yoga (ya da jimnastiğe) başlayın.
Erken kalkmaya alışın.
En inatla savunduğunuz beş iddianızı sıralayın ve bu konularda yumuşamaya çalışın.
Konuşmadan önce derin bir soluk alın.
Suçluluğu değil masumiyeti görmeye çalışın.
Kendi görüşlerinizden tamamen farklı makale ve kitaplar okuyun ve bir şeyler öğrenmeye çalışın.
Zihninizi sessizleştirin.
Birisi size topu atarsa, bunu tutmak zorunda değilsiniz.
Öfkeniz kabarmaya başladığı zaman ona kadar sayın.
Bugününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir.
İç dünyanız için zaman ayırın.
Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın.
Hayatı olduğu gibi kabul edin.
Yüreğinizin sezgisine güvenin.
Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun.
Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.
Ruh durumunuzu dikkate alın: Moralinizin bozuk olduğu zamanlar sizi yanıltmasın.
Hayat bir sınavdır. Altı üstü bir sınav.
Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın. Övgü ve yergi aynı şeydir.
Rasgele iyilikler yapın.
Bir davranışın ardındakini görmeye çalışın.
Gönlü bol olmayı haklı olmaya yeğleyin.
Bugün üç kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyin.
Herkesin farklı olabileceği gerçeğini anlayın ve saygı gösterin.
Kendinize bir kamusal yardım konusu seçin.
Sınırlarınızı öne sürmeyin, yoksa sınırlı olursunuz.
Başkalarının fikirlerinde biraz olsun doğruluk payı arayın.
Bardağın (ve başka her şeyin de) kırılmış olduğunu varsayın: Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır.
Bu ifadeyi iyi anlayın: Nereye giderseniz siz oradasınız.
Kendinizi iyi hissettiğiniz zaman şükredin, kötü hissettiğiniz zaman ılımlı olun.
Bir vakıf yoluyla bir çocuğa yardım edin
Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın.
Fırtınanın Gözünde (karmaşanın ortasındaki sükûnet noktasında) bulunmaya çalışın.
Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün.
Dostlarınızdan ve ailenizden bir şeyler öğrenmeye açık olun.
Bulunduğunuz konumdan mutlu olmaya bakın.
Hizmet vermeyi yaşamınızın değişmez bir parçası haline getirin.
Başkalarını suçlamayı bırakın.
Yardım etmeye çalışırken önceliğinizi küçük şeylere verin.
Unutmayın: Bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak.
Sorunlarınıza olan bakışınızı değiştirin.
Bir tartışmaya girecek olursanız, kendi görüşünüzü savunmadan önce karşı tarafın savını anlamaya çalışın.
"Anlamlı başarı"nın tanımını bir kez daha yapın.
Duygularınıza kulak verin; size bir şey söylemeye çalışıyorlar.
Yaşamınızı sevgiyle doldurun.
Kendi düşüncelerinizin gücünü bilin.
"Daha fazlası daha iyidir" diye düşünmekten vazgeçin

Bir ustanın söylediği gibi; "Bu gün hayatınızın geri kalan kısmının ilk günüdür." Önünüzdeki hayatın ilk gününde ne yapmayı, bundan sonra devam eden hayatınızı nasıl geçirmeyi düşünüyorsunuz?
Bu düşünceyi milat sayıp kendi yaşamınıza dönük yeni kararlar verebilirsiniz. "İnsanların verebileceği en önemli karar kendi yaşamlarıyla ilgili kararlardır. Benim yaşamım sıradan, sürüden bir hayat mı olacak, yoksa kendine özgü hedefleri olan olağanüstü bir hayat mı olacak?" der Doğan Cüceloğlu.

Nasıl bir gelecek istediğiniz size bağlı. Bu bir seçim. Biokompütürünüze istediğiniz programı yükleyebilirsiniz. Hayata anlam katmak, onu verimli kılmak sizin elinizde. Manevi değerleri yaşamak, yaşatmak, evrensel değerlerle barışık olmak sizin elinizde. Bunun tersini düşünmek de sizin elinizde; acıyı, hüznü, olumsuzlukları, arabesk bir hayatı seçmek gibi...

Gelecek günlerinizin geçmiş günlerinize benzemesini ister misiniz? Umuda yolculuğunuzu yarıda kesmek ister misiniz?  "ŞİMDİ BURADA"yı, yani ŞİMDİ´yi, içinde bulunduğunuz "AN"ı nasıl yaşıyorsanız kendinizi geleceğe o modda, o duygu içinde taşıyorsunuz demektir. Dönüp geriye bakıyorsanız  "ŞİMDİ"yi atlıyor, "ŞİMDİ"yi yaşamıyorsunuz demektir. Eğer "şimdide" olup bitenlere kulak verirseniz dün-bügün-yarın bağlamında varsınız demektir. Dün zaten yaşandı. Bu gün sizi yarına bağlıyor.
Anlamlı ve doyumlu yaşayıp onu yarınlara taşımak ister misiniz?
Yaşamınızı hep acil, ama önemsiz işlere mi, yoksa kendinizi geliştirecek önemli işlere mi tahsis edersiniz?
Ümitsizliğe düşmeden "BU GÜN YARINDIR" düşüncesiyle hayatınızın geri kalan kısmının ilk gününde geleceğe köprü kurmak da sizin elinizde.

"Sizi değiştirecek tek kişi sizsiniz".

Haziran 12, 2011

18 yaşına kadar kız çocuklarda boy ve kilo gelişimi tablosu

Kız Çocuk Gelişimi Boy Kilo
Doğumda 47-53 cm arası
3 .ay 54-64 cm arası
6.ay 58-70 cm arası
9.ay 61-75 cm arası
12.ay 64-80 cm arası
15.ay 68-84 cm arası
18.ay 71-88 cm arası
2.yaş 76-95 cm arası
2.5 yaş 81-100 cm arası
3.yaş 85-104 cm arası
3.5 yaş 89-108 cm arası
4.yaş 92-112 cm arası
4.5 yaş 94-115 cm arası
5.yaş 97-118 cm arası
5.5yaş 100-121 cm arası
6 yaş 103-125 cm arası
6.5 yaş 105-128 cm arası
7.yaş 108-131 cm arası
7.5 yaş 112-134 cm arası
8.yaş 115-137 cm arası
8.5 yaş 117-140 cm arası
9.yaş 120-143 cm arası
9.5 yaş 123-146 cm arası
10.yaş 125-149 cm arası
10.5yaş 129-153 cm arası
11.yaş 133-157 cm arası
11.5yaş 137-161 cm arası
12.yaş 140-165 cm arası
12.5 yaş 143-167 cm arası
13.yaş 144-169 cm arası
13.5 yaş 146-170 cm arası
14.yaş 147-170 cm arası
14.5 yaş 148-170 cm arası
15.yaş 148-171 cm arası
15.5 yaş 148-171 cm arası
16.yaş 148-171 cm arası
16.5yaş 148-171 cm arası
17.yaş 148-171 cm arası
Kız Çocuklarda normal kilo gelişimi
Doğumda 2.6-4.3 kg arası
3 .ay 4-7 kg arası
6.ay 5.4-9.2 kg arası
9.ay 6.4-10.8 kg arası
12.ay 7.1-12.1 kg arası
15.ay 7.7-13 kg arası
18.ay 8.3-13.7 kg arası
2.yaş 9.2-15.1 kg arası
2.5 yaş 9.9-16.3 kg arası
3.yaş 10.6-17.5 kg arası
3.5 yaş 11.2-19 kg arası
4.yaş 11.6-20.6 kg arası
4.5 yaş 12-22 kg arası
5.yaş 12.6-23.8 kg arası
5.5yaş 13.2-25.2 kg arası
6 yaş 13.7-26.6 kg arası
6.5 yaş 14.4-28.3 kg arası
7.yaş 15.3-30 kg arası
7.5 yaş 16.2-31.8 kg arası
8.yaş 17.3-34 kg arası
8.5 yaş 18.6-36.5 kg arası
9.yaş 20-39 kg arası
9.5 yaş 21.6-42 kg arası
10.yaş 23-45 kg arası
10.5yaş 24.8-49 kg arası
11.yaş 26.5-53 kg arası
11.5yaş 28-56.6 kg arası
12.yaş 30-59 kg arası
12.5yaş 32-61 kg arası
13.yaş 34-63.3 kg arası
13.5 yaş 36.5-65 kg arası
14.yaş 38-66.3 kg arası
14.5 yaş 39-67 kg arası
15.yaş 40-68 kg arası
15.5 yaş 41-69 kg arası
16.yaş 41-70 kg arası
16.5yaş 42-70 kg arası
17.yaş 43-71 kg arası

kansızlığa iyi gelen besinler

B9 vitamini taze yeşil sebze tüketmeyen ve fazla alkol alanlarda ortaya çıkmaktadır.
B12 eksikliği ise kırmızı et yemeyen kişilerde olur. B12 vitamini mideden emildiği için bazı mide hastalıkları bu vitaminin eksikliğine yol açabilirler.
Demir Bakımından Zengin Besinler; Kırmızı et, karaciger, dalak, tahin, pekmez, pazı ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, kuru üzüm, kuru kayısı, balık, tavuk, elma, portakal, yumurta, kuru baklagiller.
B9 (Folik asit) içeren besinler; Karaciğer, yumurta sarısı, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, fındık, ceviz, turunçgiller.
B12 içeren besinler; Karaciğer, et, yumurta, süt, peynir, somon, ton balığı, kabuklu deniz ürünleri.
Köri tozu, demir bakımından zengindir. Yalnız dikkat edilmesi gerekir, çünkü köri tozunun kullanıldığı sayısız yemek tarifi vardır ve aslında körinin ne kadar demir içerdiğini belirlemek zordur, ama genellikle 100 gr.ın 50-60 mg demir içerdiği var sayılmaktadır.
Yeşil yiyecek ve içecekler de anemi hastaları için oldukça gereklidir. Folik asit içerirler; ve özellikle su teresi, karahindiba ve lahana ailesinden brüksel lahanası gibi sebzeler demir açısından zengindir.
Demir, sebzelerin kabuğuna yakın yerlerde daha çok bulunduğundan patates gibi sebzelerin kabuğu içinde pişirilmesi önemli bir noktadır. Bu yöntem daha çok demir alınmasını sağlar. Gıdaların haşlama suyunun (ıspanakta olduğu gibi) atılmasının ise demir kaybına neden olduğunu unutmamak lazım.
Pancar yaprakları ve ıspanakta da demir olduğu halde, bedenin minerallerden yararlanmasına engel olan oksalik asit de içerirler . Bu yüzden bu sebzeler idareli tüketilmelidir. C vitamini bakımından zengin besinleri tüketmek, sebzelerde bulunan demirin emilimine önemli ölçüde yardımcı olur.
Demir, sebzelerin kabuğuna yakın yerlerde daha çok bulunduğundan patates gibi sebzelerin kabuğu içinde pişirilmesi önemli bir noktadır. Bu yöntem daha çok demir alınmasını sağlar. Gıdaların haşlama suyunun (ıspanakta olduğu gibi) atılmasının ise demir kaybına neden olduğunu unutmamak lazım.
Karahindiba kökü demir içeriğiyle kansızlık sorunu olanlar için yararlı olabilir.

demir eksikliği neden olur?

Vücuttaki demirin 2/3’si hemoglobin’de, % 15’i ise depo edilmiş olarak karaciğer ve dalakta bulunur. Depo demirine ferritin adı verilir. Demir ayrıca kaslarda oksijen taşıyan myoglobulinde, bazı enzimlerin yapısında bulunmaktadır.


Demir depoları bağırsaktan alınan demir ile düzenlenmektedir.
Vücuttaki demir miktarı, olması gereken düzeyin altına iner ise, demir eksikliği ortaya çıkar.
Demir eksikliği, kansızlığın en yaygın nedenidir. Demir alımı yetersiz ise veya fazla kan kaybı nedeniyle demir eksikliği oluşmuşsa kansızlık ortaya çıkar.
Kadınlarda adet kanamalarının fazlalığı, demir eksikliğinin en önemli nedenlerinden birisidir. Genellikle kadınlarda demir depoları daha azdır. Her üç kadından ve her iki gebeden birinde demir eksikliğine bağlı kansızlık görülür.
Demir eksikliğinin tek olumsuz sonucu elbette kansızlık değildir. Demir eksikliği; bağışıklık sistemi, sinir iletimi ve vücudun ısı dengesini sağlama işlevleri başta olmak üzere yaşamsal fonksiyonları olumsuz yönde etkiler.
Demir Eksikliği Ne Zaman Ortaya Çıkar? Vücutta Demir Neden Eksilir?
* Doğal olarak artan büyüme çağında ve gebelikte sık görülür.
* Menstrüasyun (adet) olduğu dönemlerde. Kaybedilen kana karşılık, demir ihtiyacı kadınlarda erkeklere göre yüzde 60 fazladır.
* Zayıflamak için yapılan tek yanlı diyetler ve vejeteryan beslenme.
* Yanlış beslenme alışkanlığı ile. Demir, emilimi zor bir mineraldir. Kafeinli içecekler yemeklerle ya da bitiminden hemen sonra alındığında, içinde bulunan tanen sayesinde demir atımı arttırılır.
Demir eksikliği olan kişilerin dikkat etmesi gereken en önemli husus, demir bakımından zengin yiyecekler tüketerek, demir emilimini engelleyen besinlerden uzak durmaktır.

ebru şallının güzellik sırları

Malzemelere bakınca Yeşil Çay Kremi de neymiş diyebilirsiniz :) Evet, antioksidan ve hücre yenileyici özelliğiyle yeşil çayın şifa kaynağı olduğunu biliyoruz. Son zamanlarda kozmetik dünyasında da yeşil çay içeren kremler piyasaya sürülmüş. Yeşil çay kreminin kırışıklık önleyici, hücre yenileyici ve cildi koruyucu özeeliği olduğunu belirtip geçelim.
Ebru Şallı peeling tarifinin hazırlanışı çok basit. İrmik, yeşil çay kremi ve gül suyunu karıştırın. Göz ve göz çevresi hariç olacak şekilde yüzünüze sürün. 5 dakika bekledikten sonra parmak uçlarınızla dairesel hareketler yaparak maskeyi çıkartın. Sonra ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Arkasından tekrar gül suyu ile cildinizi silin.
Yüzünüzün temizlendiğini ve gençleştiğini görebilirsiniz.

Ebru Şallı Peeling Tarifi: Mısır Unlu Peeling
Önce cildinizi temizleyin. Yüz temizleme jeli yüzünüzü  yıkayın. Arkasından da mısır unlu peelingi hazırlayın.
Malzemeler:
  • yarım çay bardağı mısır unu,
  • 1 yemek kaşığı soğuk süt,
  • 1 yemek kaşığı jojobo yağı.
Malzemeleri karıştırın ve krem kıvamına getirin.  Yüzünüzde göz ve dudak çevresi hariç bu kremle peeling yapın. Sonra ise yüzünü ılık su ile  temizleyin. Arkasından yüzünüze aşağıdaki şeftalili maske tarifini uygulayın.
Ebru Şallı Güzellik Maskeleri:Şeftali Maskesi
Malzemeler:
  • Yarım şeftali,
  • 1 tatlı kaşığı bal,
  • 1 çay kaşığı kayısı yağı.
Yarım şeftali rendelenir. Sonra üzerine bal ve kayısı yağı eklenir. Bu maske de göz ve dudak çevresi hariç olcak şekilde yüze sürülür. Maskeyi yüzünüzde  20 dakika bekletin.Sonrasında ise ılık su ile yüzünüzü yıkayın.
Şeftali maskesinin faydası: Şeftali ve kayısı yağı cildinize mineral desteği yapacaktır. Bal ise cildinizi nemlendirecektir. Şeftali maskesini haftada iki kere uygulayabilirsiniz. Gece uygularsanız rahat bir uykuya geçebilirsiniz.
Günümüzde teknolojik gelişmelerin de etkisiyle neredeyse ışık hızıyla yaşanan değişim, insanı beyinsel performansını artırması için zorluyor.
Hal böyle olunca, bilim dünyası da çalışmalarını zihinsel gelişimin nasıl artırılacağı konusunda yoğunlaştırıyor. İşte şimdilik bulunan yöntemlerden
bazıları...
*Hafıza eğitimi*Hafıza eğitimi alan bir kişi beynin etkin çalışma prensiplerini öğrenerek hızlı, kolay ve kalıcı öğrenmenin gizli sırlarını keşfediyor. Birkaç örnek vermek gerekirse, beyindeki "limbik (limbic)" kısımda bulunan "amygdala" duygusal içerikli bilgilerle ilgileniyor. Bu tip bilgilerle karşılaşıldığında "amygdala" beynin en üst kısmındaki "neocortex" ile birlikte bu bilginin kalıcı hafızaya kaydedilip, kaydedilmeyeceğine karar veriyor. Hafıza eğitimi alan kişi beynindeki limbik kısmı nasıl kendi kontrolü altına alabileceğini öğrenerek, hangi bilgilerin kalıcı hafızaya kaydedilip, kaydedilmeyeceği kararını dolaylı olarak kendi kontrolü altına alıyor. Sonuç olarak hafıza veya beyin eğitimi alan kişi hızlı ve kalıcı öğrenmenin kendisine sağladığı akademik başarıyı daha kolay yakalıyor.
*Neurofeedback yöntemi*Beyin dalgalarını değiştirerek yeniden düzenleme esasına dayanıyor. ABD'de 1970'lerden beri psikiyatrların muayenehanelerinde, üniversitelerde hatta NASA'daki araştırmalarda bile kullanılan ilaçsız tedavi yöntemi.
Akıllı ilaçlar*Evet, zeka ve iyi bir eğitim kuşkusu önemli ancak zihinsel yeteneklerin geliştirilmesi için küçük hileler de var. Bunlardan biri dikkat ve konsantrasyonu artırıcı, yorgunluğu giderici ilaçlar. İçlerinden biri: Modafinil. Zamansız uykusu gelen kişilerde narcolepsi adı verilen rahatsızlığa çözüm bulmak amacıyla lisans verilen bu ilaç sağlıklı kişilerde de kullanılıyor. Modafinil kullanan kişi 90 saat boyunca uyanık ve açık zihinli kalabiliyor.
*Doğru beslenme*Beslenme biçimi beyinsel gelişimde ve hafızanın güçlendirilmesinde en önemli faktörlerden biri. Listenin başında ise kuvvetli bir sabah kahvaltısı geliyor. Güne kahvaltı yapmadan başlamak, gerek okulda gerekse işte kişinin performansını büyük ölçüde etkiliyor. Önerilen ise kahvaltıda ağırlıklı olarak mayalı ve lifli besinleri tüketmek
Özellikle beta-karoten ve C ile E vitaminleri açısından zengin bir salatanın öğle yemeğinde tüketilmesi yine beynin çabuk yaşlanmasını önleyici bir faktör. Uzmanlar yemeği meyveli bir yoğurt ile sonlandırmanın öğleden
sonrası stresine karşı bedeni daha dirençli kılacağını düşünüyorlar.
*Uyku*Uyku bilinenin aksine vücudu dinlendirmek için değil beynin sağlıklı çalışması için gerekli. 20 saat uykusuz kalan bir kişi yasal alkol sınırını aşmış kişiyle aynı reaksiyonu veriyor. Beynin düzenli uykudan nasıl
faydalandığı ile ilgili 3 teori var:

1- Beyin, uyku sırasında, ayıkken yüklenen tüm bilgileri gözden geçiriyor ve gerekli merkezlere yerleştiriyor.
 2- Beyin, uyku sırasında enerji depoluyor. Gereksiz bilgileri atarak ertesi güne hazırlanıyor.
 3- Uyku, henüz açıklanamayan bir sistem sayesinde bisiklete binmek, piyano çalmak gibi yeteneklerin gelişmesini sağlıyor.